12 Ağustos 2017 Cumartesi

3.Dünya Savaşı! Taraflar Netleşiyor

          İki büyük dünya savaşının da gerekçelerini, nasıl başladığını ve nasıl sonuçlar doğurduğunu kitaplardan, internetten okuyarak öğreniyoruz. İnşallah bir daha böylesine bir savaşa hiç kimse tanıklık etmez.

           1.Dünya savaşı 1914 yılında başlayıp 1918 yılında sona eren, 4 yıl süren bir savaştır. Konvansiyonel silahlarla yapılan ve 4 yılda yıkıcı sonuçlar doğuran bir savaş olarak tarihteki yerini aldı. Savaş sonunda dünya haritası yeniden çizildi. İmparatorluklar yıkıldı, yeni devletler kuruldu. Kazançlı çıkan ülkeler olduğu gibi ağır bedel ödeyen ülkelerde oldu. En büyük bedeli ise ölen milyonlarca insan ödedi.

          2.Dünya savaşı ilk savaştan sadece 21 yıl sonra 1939 yılında başladı ve 6 yıl sonra 1945 yılında sona erdi. Bu savaşı diğerlerinden ayıran özellik daha gelişmiş silahların kullanıldığı ve daha da önemlisi Atom Bombası gibi kitle imha silahının kullanılmış olmasıdır. Yine en büyük faturayı ödeyenler hayatını kaybeden, sakat kalan milyonlarca insanlardır.

          İki büyük savaşında ortak özelliği; savaştan önce savaşan tarafların birbirleri karşısında kutuplaşmasıdır. Her iki savaş öncesi olan kutuplaşma bugünde belli olmaya başlamıştır. Olası bir 3.Dünya savaşı Asya ve Avrupa diğer ifadeyle Batı ve Doğu'nun savaşı olacağı ortadadır. 

Asya/Doğu bloğu : Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran
Avrupa/Batı bloğu : ABD ve Avrupa Birliği

          Bu taraflar günümüzde belirginleşen ve konumunu belli eden ülkelerin birbirleri karşısında aldıkları pozisyondur. Olası bir savaşta hazır kıta olarak tarafını belli edecek ilk ülkelerdendir. ABD ve Rusya'nın özellikle ikinci dünya savaşında sonra süregelen birbirleri karşısındaki tutumları böyle bir sonuç doğuruyor. Kuzey Kore'nin ABD'ye karşı öfkesi ve kini herkesce bilinen bir durumdur. Böyle bir savaşta ABD'ye karşı en istekli savaşacak ülke konumunda. İran ise en başından beri ABD karşıtı durumunda ve bunu değiştirmedi. Çin ise bugüne kadar yumuşak gücünü kullandı. Çin'in ekonomik anlamda yakın gelecekte ABD'nin önüne geçip dünyanın en güçlü ekonomisi olma durumu ABD'yi Çin konusunda alarm verici noktaya getirdi. Çin'in yakın zamanda askeri harcamalarını artırması ve askeri alana yönelmesi başka bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca Çin ve Rusya'nın yakın ilişkilerde olması, olası bir savaşta Çin'in ABD'ye karşı bir pozisyonda olacağını gösterir.

          Avrupa Birliği ülkeleri ise muhtemel bir savaşta ABD'nin yanında olacaktır. AB'den İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeleri çıkardığınız zaman geriye kalan ülkelerin askeri gücü yok denecek kadar azdır. Ayrıca Ukrayna ve Gürcistan konularında AB'nin Rusya'ya karşı hiç bir şey yapamaması unutulmamalıdır. Yani AB, yanında ABD olmadan Rusya'ya karşı ayakta durması çok zor. NATO hangi ülkelere yarıyor sorusunun cevabı da burada yatıyor. Numunelik ordularla hayatlarını sürdüren ülkeler NATO şemsiyesi altında güvenle yaşıyor. 2.Dünya savaşından sonra Avrupayı tekrar ayağa kaldıran etkenin ABD'nin ekonomik destekleri olduğunu da hesaba katarsak Avrupa devletlerinin ABD'ye çok ihtiyacı olacağı kesin.

          Adı geçen ülkelerin tek ortak noktası ise nükleer silah sahibi olmasıdır. ABD ve Rusya'nın sahip oldukları toplam nükleer silah sayısı, diğer bütün dünya ülkelerinin sahip olduğu toplam nükleer silah sayısından daha fazla. Yani 3.Dünya savaşı çıkar ve bu ülkeler savaşırsa bütün dünya nükleer bir felaket yaşayacaktır.

          3.Dünya savaşı çıkar mı ? sorusuna cevap olarak hayır, çıkmaz diyorum. Bunun sebebi ise sözde Dünya barışını korumak için kurulan BM değildir. BM'nin görevi 5 daimi üyenin çıkarlarını korumak, siyasi amaçlarına katkı sağlamaktır. 5 daimi üyenin dışında kalan ülkelerin hiç bir etkisi yoktur. 3.dünya savaşını önleyecek tek unsur nükleer silahların caydırıcılığıdır. Nükleer silahların fazlalığı, yıkıcı etkisi ve bu silahların en fazla savaş çıkaran ve çıkarabilecek potansiyelde ki ülkelerde olması geniş çaptaki savaşı önleyecek tek unsurdur. Bütün ülkeler biliyorlar ki savaş çıktığında bu nükleer silahlar kullanılacak ve geri dönülmeyen bir yıkıma girilecektir. O yüzden hiç bir ülke bu yıkımı göze alıp savaşamaz. 

          Böyle bir savaşın sonunda hiç bir ülke kazançlı çıkmaz. En kazançlı çıkan en az hasar alan ülke olur. Birinci ve ikinci Dünya savaşındaki gibi yeniden sınırlar çizilmez çünkü çizilecek sınır kalmaz. En büyük faturayı yine siviller öder. Sadece savaşan ülkeler ağır hasar almaz savaşmayan ülkelerde böylesi bir felaketten nasibini alır. Ekonomi durur; kıtlık, yoksulluk artar. Nükleer etkiden dolayı hava, su, gıda ürünleri kirlenir. Bu gibi daha nice felaketlerden dolayı 3.Dünya savaşı çıkmaz. 

          ABD, 2003 yılında Saddam Hüseyin'in elinde nükleer silahlar, füzeler var, bunları bize karşı kullanabilir veya terör örgütüne verebilir bahanesiyle işgal etmişti. Yıllar sonra arkasında binlerce ölüm, kan, gözyaşı ve kaos bırakarak Irak'ı terk ettiler. Sonrasında Irak'ta kimyasal silah olmadığı anlaşılmıştı. Bugünlerde ise Kuzey Kore ABD'yi açık açık nükleer füzelerle tehdit ediyor. Füze denemesi yapıyor, vururum diyor. Peki 2003'te Irak'ta füze var diyerek işgal eden ABD ne yapıyor. Hiç bir şey yapamıyor.  Sadece tehditle yetiniyor. Bırakın Kuzey Kore'ye müdahale etmeyi, ayak basmayı, ülkenin üzerinde uçak dahi uçuramıyor. Demek ki bir ülkenin elinde gerçekten nükleer füze olduğu zaman böyle oluyormuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder