68 yıllık süre içerisinde demokrasiyi hazmedemeyen, milletin iradesiyle seçilmiş hükümetlere tahammül edemeyen demokrasi katilleri her dönem mevcudiyetlerini sürdürdüler. İradesi ve tercihleri ayaklar altına alınan halkımız ise demokratik yollardan intikam almasını her zaman başardı.
1950 yılında halka seçenek hakkı sunuldu ve Adnan Menderes başkanlığında ki AP, 27 yıllık tek parti rejimini yıkarak iktidar oldu. Bu durumdan rahatsız olan cuntacılar harekete geçip 27 Mayıs 1960'da halkın oylarıyla seçilmiş hükümete darbe yaptılar.
1965 yılında yapılan genel seçimlerde halkımız intikamını alarak Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisi'ni iktidara taşıdı.
12 Mart 1971
Darbenin üzerinden 11 yıl geçer ve bu sefer cuntacılar ortaya çıkar. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel istifaya zorlanır. Cuntacılara direnemeyen Demirel, istifa etmek zorunda kalır.
1974 yılında seçimler yapılır ve halkımızın tercihleri doğrultusunda koalisyon hükümeti kurulur.
Darbeciler yine meydanlardadır. Ülkede yaşanan kaos ortamı, sağ-sol çatışması, anarşi gibi nedenlerle darbe yapılır. ''Bir sağdan bir soldan adam astık'' diyenler ülke yönetimine geçer.
Halkımız genel seçimleri bekler ve 1983'te darbecilerin işaret ettiği aday yerine, Turgut Özal'ın ANAP'ını iktidara taşır.
28 Şubat 1997
Medyanın da desteğiyle 28 Şubat post-modern darbe süreci başladı. Yapabilecekleri bütün aşağılıkları yaptılar. Dindar insanlara baskı kurdular. Başörtülü öğrencilerin hakları gasp edildi. Bütün bunları yaparken yüzleri bile kızarmadı aksine bu durum bin yıl sürecek dediler.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a istifa etmesi için yoğun baskı uyguladılar. Baskılara dayanamayan Erbakan, 18 Haziran'da başbakanlıktan istifa edip yerini Tansu Çiller'e bırakmak zorunda kaldı.
Halk intikamını 5 yıl sonra, yine sandıkta aldı.
2002 yılında ki genel seçimlerde Erdoğan başkanlığında AK Parti iktidar oldu. Darbecilerin, faşistlerin, vesayetçilerin, entellektüel züppelerin, yarım porsiyon aydınların toslayacağı parti iktidar olur.
27 Nisan 2007
E-muhtıra yayımlandı. Hükümet dolaylı yoldan darbeyle tehdit edildi. Postal yalamaktan dili aşınanlar ''bundan sonrası darbe'' diyerek bu duruma çok sevindi.(Bugün aynı kişiler demokrasi nutuğu atıyor)
Ancak sert kayaya çarpmışlardı.
Bu sefer hükümet düşmedi, kimse istifa etmedi.
Erken seçimlere gidildi. Ak Parti oy oranlarını daha da artırarak gücünü pekiştirdi.
15 Temmuz 2016
Pensilvanya'da yaşayan vatan haini bunağın emriyle harekete geçen FETÖ'cüler, ülkemizi karşı darbe/işgal girişimi başlattı. Halkımız anında müdahele etti. Şeref yoksunu hainlere geçit vermedi. Korkmadan sokaklara çıkıp darbeci hainlere karşı canını ortaya koyarak direndi. 249 vatan evladı şehit oldu.
Sonuç olarak; 1960 darbesinden bu yana, 47 yıl sonra ilk defa Ak Parti hükümeti anti-demokratik bir tehdit karşısında geri adım atmadı. 2007'de e-muhtıra sonrası korkmadı, dik durdu. Bu tepki demokrasi tarihinin dönüm noktası oldu.
Halkımız, iradesini yok sayan darbecilere ve darbeci postalı yalamaktan dili aşınmış zavallılara karşı sandık yoluyla intikam almasını er ya da geç başarmıştır. Kendileri gibi düşünüp, kendi oy verdiği partiye oy vermiyor diye halka her türlü hakareti eden ağzı bozuk ahlaksızlar halkın ferasetini göremedikçe, halkın kalbine giremedikçe her zaman arka planda kalmaya devam edeceklerdir..!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder