11 Nisan 2018 Çarşamba

UNUTURSAN TEKRAR YAŞATIRLAR

          Her yıl 29 Ekim akşamı Ankara'da Cumhuriyet resepsiyonu verilir. Cumhurbaşkanının ev sahipliğini yaptığı bu resepsiyonlar önceden Çankaya köşkünde düzenlenirken, şimdilerde ise Beştepe külliyesinde düzenleniyor.

          Cumhuriyet resepsiyonları Ak parti öncesi ve Ak parti sonrası dönem diye ikiye ayrılır. İki dönem arasında ise büyük farklılıklar vardır. 

          Ak parti öncesi dönemde, yani Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde herkes bu davetlere katılamazdı. Ülkenin kalburüstü şahsiyetleri oraya davet edilerek ağırlanırdı. Bu davetliler arasında başörtülü kadınlar kesinlikle olmazdı.

          Resepsiyona davet edilecek kişinin eşi başörtülü ise eşsiz davet edilir, başörtülü değil ise eşli davet edilirdi. Bu sebepten dolayı dönemin başbakanı Erdoğan ve meclis başkanı Arınç olmak üzere bir çok üst düzey devlet görevlisi resepsiyona eşsiz katılmak zorunda bırakıldı. 

          Ak parti sonrası dönem Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle başlar. Gül'ün eşi başörtülü olunca başörtüsü düşmanları ilk darbeyi yemiş olur. Düne kadar başörtülü diye resepsiyona davet etmedikleri kadın first lady olarak Çankaya köşküne giriş yapar. 

          Mevcut Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan döneminde Cumhuriyet resepsiyonlarına gidenlere bakınız:

          Çorum'da anne ve babasını kaybeden bedensel ve zihinsel engelli yeğeni Murat'ın bakımını kırk yıldır tek başına üstlenen Pakize...

          Rize'de yeni doğum yapmış keçiyi sırtında, yavrusunu da köpeğinin sırtına bağladığı okul çantasında hayvan barınağına götüren on bir yaşındaki Sena...

          Zonguldak'ta iş elbisesiyle bindikleri otobüste "koltuklar kirlenmesin" diye ayakta giden madenciler...
Bu davranışlarından dolayı onlara mektup yazıp kutlayan, incir gönderen yetimhane çocukları...

          Aydın'da kuru incirden "incir cipsini" icat eden Semra'yla kızı Gizem...

          Malatya'da temizlik işçisi olarak çalıştığı tekstil fabrikasında işi öğrenip bir kumaş fabrikası kuran Şehriban...

          Eskiden bu vatandaşlarımız değil Köşk'e çıkmak, Çankaya Caddesi'nin kaldırımından bile geçemezlerdi. 
Başörtülü öğrencilerin eğitim hakkı gasp edilir, başörtülü vekil meclisten kovulur, kadınlar başörtüleriyle devlet kurumlarında çalışamazlardı. Otobüsler kamusal alan deyip kadınların başörtüleriyle otobüse binip binemeyeceği tartışma konusu edilirdi.

          Hafızayı diri tutmak gerekiyor. Dünü unutursak, "Hayırlı cumalar" mesajından rahatsız olan zihniyet yarın iktidara gelir, eskidendi dediğimiz her şeyi tekrar yaşatır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder